Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Fıkraları kim sevmez ki? Eminim mutlaka sizin de birkaç iddialı fıkranız vardır! Peki İngilizce fıkralar desek? Bir Erasmus ortamında, Work and Travel ya da Interrail gezisinde fıkra anlatmak isteseniz ne yapacaksınız? O an zorlanmamanız için, dev bir hizmet! İşte tebessüm garantili, birbirinden İngilizce komik fıkralar:) Hem İngilizcesi, hem de Türkçesi ile…
The Sign
Teacher: Why are you late, son?
Student: Because of the sign on the road.
Teacher: What type of a sign.
Student: The sign that says, “School Ahead, Go Slow!”.
İşaret
Öğretmen: Niye geç kaldın, oğlum?
Öğrenci: Yoldaki işaret yüzünden.
Öğretmen: Nasıl bir işaret?
Öğrenci: “Okul var, yavaşla!” diyen işaret.
The Elephant
A : Why are you crying?
B : The elephant is dead.
A : Was he your pet?
B: No, but I’m the one who must dig his grave.
Fil
A : Niye ağlıyorsun?
B : Fil öldü.
A : Senin hayvanın mıydı?
B : Hayır, ama mezarını ben kazmak zorundayım.
The Cup
Son : Why are all those people running?
Dad : They are running a race to get a cup.
Son : Who will get the cup?
Dad : The person who wins.
Son : Then why are all the others running?
Kupa
Çocuk : Bu insanların hepsi neden koşuyor?
Baba : Onlar kupa kazanmak için yarışıyorlar.
Çocuk : Peki, kupayı kim alacak?
Baba : Kazanan kişi alacak.
Çocuk : Peki diğerleri niye koşuyor?
The Biggest Lie
Two boys were arguing when the teacher entered the room. The teacher says, “Why are you arguing?”
One boy answers, “We found ten dollars and decided to give them to whoever tells the biggest lie.”
The teacher gets angry and says, “You should be ashamed of yourselves. When I was your age I didn’t even know what a lie was.”
The boys gave the ten dollars to the teacher.
En Büyük Yalan
Öğretmen sınıfa girdiğinde iki erkek öğrencinin tartıştığını görür ve sorar: “Niye tartışıyorsunuz?”
Çocuklardan biri cevap verir: “On dolar bulduk ve onu en büyük yalanı kim söylerse ona vermeye karar verdik.”
Öğretmen sinirlenir ve “Kendinizden utanmalısınız. Ben sizin yaşınızdayken yalanın ne olduğunu bile bilmiyordum” der.
Çocuklar on doları öğretmene verirler.
The Light Bulb
Two factory workers are talking.
The woman says, “I can make the boss give me the day off.”
The man asks, “And how would you do that?”
The woman says, “Just wait and see.”Then, she hangs upside-down from the ceiling.
The boss comes in and asks, “What are you doing?”
The woman replies, “I’m a light bulb.”
The boss then says, “You’ve been working so much that you’ve gone crazy. I think you need to take the day off.”
The man starts to follow her and the boss asks, “Where are you going?”
The man says, “I’m going home, too. I can’t work in the dark.”
Ampul
İki fabrika işçisi sohbet ederler.
Kadın der ki “ Ben patrondan bir günlük izin alabilirim.”
“ Bunu nasıl yapacaksin ki?” diye sorar adam.
Kadın “Bekle ve gör,” der ve sonra tavandan başaşağı sarkar.
Sonra patron gelir ve sorar: “Ne yapıyorsun sen?”
Kadın, “Ben bir ampulüm,” diye cevap verir.
Bunun üzerine patron “ Sen o kadar çalışmıssın ki kafayı yemişsin. Bence bir günlük izin alman gerek,” der. Adam da kadını takip eder.
Patron sorar: “Sen nereye gidiyorsun?”
Adam cevap verir: “Ben de eve gidiyorum. Karanlıkta çalışamam.”
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren