Konuşarak Öğren'i Ücretsiz Deneyin
Belki çok detay bir konu gibi görünse de “a” ve “an” bir başlangıç seviyesi konusu ve bunu bile yanlış yapmak, İngilizceniz hakkında dedikodulara yol açabilir. Bence siz gelin güzelce öğrenin şu konuyu da elaleme laf çıkmasın.
“definite” kelime anlamı belirli, sınırlı demek oluyor, “in” ise tam bir olumsuzluk eki yani önüne geldiği kelimenin anlamı neyse onun tam tersi oluyor. O zaman “indefinite” nedir? Sınırsız, kesin olarak belirlenmemiz demek. Sonsuz gibi bile düşünebiliriz.
Peki ben bunu neden anlattım? Anlattım çünkü sizlere “the” ve “a-an” arasındaki farkı göstermek istedim. “The” definite article yani belirlenmiş, sınırlanmışken “a-an” indefinite article yani sınırları olmayan belirsiz.
Özetle tekil her isim, “the” gerektiren bir belirlenmişlik anlamı yoksa “a-an” alıyor. Buraya kadar tamamız, peki hangi kelimeler “a” hangi kelimeler “an” alıyor?
Bir kelime sesliyle başlarsa önüne hemencecik bir “a” koyuyoruz. Eğer kelime sessizle başlarsa “an” kullanıyoruz.
Yalnız bir kuralımız daha var. Bazı kelimeler yazılırken en baştaki harf sesli gibi görünse de bu kelimeler okunurken sanki baştaki harf sessiz harf gibi oluyor. İşte böyle kelimeleri, nasıl yazılırlarsa yazılsınlar, okunuşlarına göre ayırıyoruz.
Mesela “university” sesli harfle başlasa da okunurken “yu” diye başlar, yani okunuşunda en başta sessiz harf var gibi düşünüldüğünden “a university” olur ve “an” ALMAZ.
Kurala dökersek:“a,e,i,o,u” harflerinden biriyle ya da telaffuz edilmeyen bir “h” harfiyle başlarsa “an” kullanıyoruz.
- a university
- a European
- a unit
Benzer şekilde, sessiz harfle ya da okunduğunda “you” gibi okunan “u” ve “eu” ile başlayan kelimelerde de “a” kullanıyoruz, “an” KULLANMIYORUZ.
- an honor
- an hour
- an haircut
Sayılabilen Tekil İsimlerde
- This is a pen.
- A stranger is coming toward us.
- I will need a helmet to ride that motorcycle.
İlk Defa Bahsi Geçen İsimlerde
- I have finally found a job.
- Would you like a drink with that? Looks pretty salty.
- Once upon a time, a mermaid and a human fell in love.
Mesleklerden Bahsederken
- My dad is a milkman.
- She is a civil engineer, isn’t she?
- A doctor once said an apple a day keeps the doctor away.
Tekil Din Ya Da Milletten Bahsederken
- I have a friend who is a Muslim.
- A British and an American meets at a bar one day.
- My dad was a Catholic, but I’m not.
Herhangi Bir Günden Bahsederken
- Would you like to go to the cinema on a Saturday?
- I plan to go fishing on a Sunday.
- In 1994, I was born on a Tuesday.
What… Such… Kalıplarıyla
- What a wonderful world!
- Oh I love her, she is such a smart girl.
- I wanted to go to the cinema, but I need to work overtime. What a shame!
Bir yazının daha sonuna geldik. Ama bu konu kolaydı, değil mi? Üç-beş kural dışında bir zorluğu yok, onu da artık örnekleri tekrar tekrar okuyarak pekiştirebiliriz.
Son kez bir daha tekrar edeyim: ezberlemiyoruz, örnekleri baz alıyor ve konumuzu öyle kavrıyoruz. Fırsatını bulabilirsek de bol bol pratik yapıyor, konuşarak öğreniyoruz!
Online İngilizce Konuşma Kursu: Konuşarak Öğren